Binlerce yıldır sönmeyen Newroz ateşini bir kez de bedeni ile yakan "Kadifekaleli".
Yıl 1992. Kürtlerin binlerce yıldır mitolojik çağrışımlarla kutladığı Newroz, artık daha farklı anlamlar kazanıyor, bir uyanışın bir direniş hareketinin sembollerinden biri oluyordu. Kürtlerin kadim dostlarından biri olan "ateş" de Newroz'la kardeş olmuş, kendi tarihini yaratmıştı. Ateşin bu tarihinde yücelmek isteyenler de ölümsüzler kervanına katılmak için o anı kolluyorlardı.
1992 yılında ise, tıpkı 1991'de olduğu gibi Newroz kutlamaları birilerinin canını fena halde sıkmış olacak ki, cellatlar kana susamış, Cizre'nin, Mardin'in, Nusaybin'in toprağını kanla suluyorlardı. Mardin'den kilometrelerce uzakta İzmir'de, “Küçük Mardin” Kadifekale'de ise Mardin'in hesabını sormak isteyen binler Newroz'un coşkusuyla doluşuyordu kalenin surlarına.
18 yaşındaki Rahşan ise gördükleri, yaşadıkları ile başka bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyordu. O, ateşin tarihinde yücelmek, bir gün önce Cizre'de, Nusaybin'de söndürülmeye çalışılan Newroz ateşini bedeniyle yakmak, ateşi harlamak istiyordu.
"Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale'de. Cizre, Mardin ve Nusaybin'in cevabını vermek zorundayız" diye bir not bırakarak çıktı kalenin surlarına.
çıktı kalenin surlarına
ateşler yansın diye dağlarda
ve ateşler yakabilmenin cesareti kalsın diye insanlarda
ve yürekleri her an yanabilir tutmak için
yaktı bir kez daha
yüzyıllardır sönmeyen Newroz ateşini
bedeniyle.
Rahşan'ın bedenini tutuşturduğu haberi yayılınca binler, onbinler toplandı Kale'de ve ateşle birlikte bir haykırış yükseliyordu göğe:
"su değil,
su yüreği serinletmiyor
ateşi körükleyin"
O gitti, dudaklarımızda bir yarım ezgi bıraktı:
"kaç kere yandık, kimse bilmiyor.
Gemiler gidiyor, İzmir ağlıyor..."
Rahşan’ın Newroz olmuş bedeni doğduğu topraklara, Mardin Nusaybin'e götürülmüş, cenazesi de ölümü gibi yeni bir intifadaya yol açacağı endişesiyle yoğun güvenlik önlemlerine sahne olmuştur. Kolluk kuvvetlerine ise meşhur eli-kanlı Veli Küçük komuta etmiştir. Cenaze töreninde Veli Küçük'le karşılaştıklarında yaşananları Rahşan'ın annesi Emine Demirel'den dinleyelim:
"Veli Küçük benden Rahşan'ın fotoğrafını istedi, baktı ve dedi ki: ne güzel kızmış, neyin uğruna kendisini yaktı, değer mi? ben de yerden bir avuç toprak avuçlayıp gözünün önünde akıttım, bunun uğruna dedim. bu toprak uğruna değer dedim, sustu"
Rahşan gitti, hiç susmayacak bir ağıt bıraktı arkasından
"Rahşan e Rahşan, agire Newroza,"
Agire Jiyan - Rehşan
Yorum Gönder